Şeytanın Tarihi
Önemli Not: Bu tür aldatmalara kanmamak için iyi bir araştırmacı olmak gerekir.3000 yıldan da önce, Ortadoğu'nun çöl ve meralarında bilinmeyen kişiler, Tevrat'ın başlangıç bölümlerini yazdı. Şeytanın bir doğum yeri varsa, kesinlikle burasıydı. Kitapta Hristiyanlar'ın Eski Ahit olarak bildikleri bölümün bir yerlerinde İncil'in en eski kopyalarında, şeytan olarak bilinen bir karakter görülür.
Ama bizim hayal ettiğimiz şeytana hiç de benzemez. Eski Ahit'i okuduğumuzda, gerçekten de sık sık ortaya çıkan "Şeytan" isimli karanlık bir figür görürüz. Şeytan kelimesi aslında bir ünvandır. Kelime "suçlayıcı" anlamına gelir. Ve başlangıçta şeytan, cennette bulunan meleklerden ve iyi taraftan biri gibidir.
Tanrı'nın hizmetkarlarından biridir ve bir anlamda bazı kirli işleri yapması gerek karakterdir. Bu şeytanın, kendine ait bir gücü yoktur. Sadece Tanrı'nın ona söylediklerini yapar. Boynuzları ve kuyruğu olan korkunç bir yaratık da değildir.
Tanrı'yla zıt kutuplarda bulunan bir karanlıklar prensi yoktur. Hemen hemen hiç bir kutsal metinde, kötü bir güce dair bir kavram yoktur. Şeytanın ilk kez görüldüğü yerlerden birisi bir melek olarak tasvir edildiği Tevrat'ta bulunan Eyüp kitabıdır. İncil'de en iyi bilinen hikayelerden birisidir bu. Burada şeytan, Tanrı'nın en sadık hizmetkarlarından birisi olan Eyüp'ün sadece iyi bir hayatı olduğu için inançlı olduğunu iddia eder.
Tanrı, şeytanın çeşitli hastalıklar ve musibetler yoluyla Eyüp'ü test etmesini kabul eder. Sonunda bütün çektiği acılara rağmen Eyüp, Tanrı'ya tapmaya devam eder. Ve Şeytan tartışmayı kaybeder. Eyüp'ün hayatını bir işkenceye dönüştüren şeytan bir iblis ve hatta kötü bir melek bile değildir. Cehennemde yaşamamaktadır. Bizim algıladığımız şekildeki ateşli bir işkence ve azap dolu cehennem kavramı yoktu.
Hatta eski kaynaklarda, öldükten sonra bize ne olacağıyla ilgili çok az bilgi vardı. Ölünce Sheol isimli bir yere gidiliyordu ve burası karanlık, gölgeli bir yerdi, bir tür yer altıydı. İyi veya kötü olmasına bakılmaksızın ölen herkes buraya gidiyordu.
O halde bizim bildiğimiz şeytan nerededir? İyiliğin güçleriyle ebediyete kadar savaş içinde olan iblis nerededir? Cehennemi alevlerin içinden yöneten ve günahkarları cezalandıran canavar nerededir? İnsanları, iblis ordularıyla birlikte kötülük yapmaları için ayartan ve böylece ruhları çalmayı amaçlayan sürgün melek nerededir?
Eğer geleneksel şeytan, Musevilerin Eski Ahiti'nden gelmiyorsa nereden geliyor o zaman? İnsanlık tarihinin başlangıcından beri dünyanın her yerinde insanlar, iblislere ve kötü ruhlara inanıyordu. Bazıları bizim bildiğimiz şeytanla ortak özelliklere sahiptir. Boynuzlar gibi ama hiçbiri şeytan kadar güçlü değildir. O halde insanlar, bu "en güçlü kötülük timsali varlık" fikriyle ilk kez ne zaman tanıştı?
3500 yıl önce antik Pers uygarlığında yani şu anda Suriye, Irak ve İran olan topraklarda iyi ve kötü olan pek çok tanrı vardı. Ta ki Zerdüşt isimli dindar bir öğretmen bütün bu karmaşık karakterleri 2 taneye indirgeyene kadar.
Zerdüşt bir devrimcidir. Çünkü bu etik kavramlara bir anlamda kişilik kazandırmıştır. Ahura Mazda isimli iyi tanrı ve Ehrimen isimli kötü tanrı. Ve bu, düalist düşünce sisteminde sonradan ortaya çıkan kavramlar için çok güçlü bir temel olmuştur. Diğer bir değişle, iyi ile kötünün ayrımında temel oluşturmuştur.
İyi tanrı, her şeyi bilen Ahura Mazda'dır. Işığın ve düzenin tanrısıdır. Kötü tanrı Ehrimen'dir. Kaosun, karanlığın ve yalanların tanrısıdır.